PLASTİK REKONSTRÜKTİF ve ESTETİK CERRAHİ KLİNİĞİ
1-YARIK DUDAK VE DAMAK
Yarık dudak
ve yarık damak, gebelikte çok erken ortaya çıkan şekil bozuklukları olup bebek
anne karnındayken gelişir. Yaklaşık 900 bebekten birinde görülen, dudakta yada
damakta yeterli doku olmadığında dudak ve damakta yarık oluşumu ile sonuçlanır
ve mevcut doku düzgün şekilde gelişmez.
Yarık damak
ve dudağa sebep olan etmenler nelerdir?
Yarık dudak
ve damak genetik/kalıtımsal özellikler ve çevresel faktörlerin birlikte etkileşime
girerek neden olduğu multifaktöriyel olarak ortaya çıkar. Çevresel faktörlerin
başında hamilelikte X-ışınlarına maruz kalma (röntgen), folik asit alınımında
yetersizlik, A vitaminin alınımında bozukluklar, annenin sigara ve alkol
kullanımı, annenin şeker hastalığının olması, kullanılan ilaçlar (antikanser
ilaçlar, akne ilaçları vs.) yer almaktadır.
Yarık dudak
ve yarık damak, fetüs rahim içinde gelişirken virüslere veya kimyasallara maruz
kalmanın bir sonucu olarak da ortaya çıkabilir.
Diğer durumlarda,
yarık dudak ve yarık damak başka bir vücut gelişim bozukluğunun bir parçası
olabilir.
Yarık dudak
ve damak tanısı nasıl konulur?
Dudak damak
yarıkları çok belirgin fiziksel değişikliklere neden olduğundan, yarık bir
dudak veya yarık damak teşhisi kolaydır. Anne karnında bir çocuğa doğum öncesi
ultrason bazen tanı koydurucu olabilir. Bebeğin doğumundan önce ultrasonda
yarık tespit edilmemişse, ağız, burun ve damakta yapılan fizik muayene, çocuğun
doğumundan sonra yarık dudak veya yarık damak varlığını ortaya koyar. Bazen
diğer anomalileri belirlemek veya ekarte etmek için tanı testleri yapılabilir.
Yarık dudak
ve damakla ilişkili problemler nelerdir?
·
Yemek yeme
problemleri
·
Kulak
enfeksiyonları / işitme kaybı
·
Konuşma
problemleri
·
Diş Hastalıkları
·
Görünüş bozukluğu
Yarık dudak
ve damak hastaları kimler tarafından tedavi edilir?
Yarık bir
dudak veya yarık damak ile ilişkili ağız sağlığı ve tıbbi problemlerin sayısı
nedeniyle, genellikle bir doktor ekibi ve diğer uzmanlar bu çocukların
bakımıyla ilgilenmektedir.
Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi uzmanı, dudak ve / veya damak üzerinde gerekli
ameliyatları yapmak ve değerlendirerek deformitenin onarımında esas rolü oynar.
Bununla birlikte İşitme problemlerine yönelin tedavi/takip işlemlerini
Kulak Burun Boğaz uzmanı, diş bozukluklarını düzeltmek için
Ortodontist, çocuğun
gelişimini takip etmek ve ek bir hastalık olup olmadığını değerlendirmek için
Çocuk Sağlığı uzmanı,konuşmayı
iyileştirmek için çocuğa çalışmak üzere
Konuşma Terapisti, çocuğun sağlığının devamlı denetimi için bir konusunda uzman bir
hemşire, ailenizi
destekleyecek ve organizasyon problemlerini değerlendiren bir
Sosyal Hizmet uzmanı
/Psikolog, ebeveynlere ve yetişkin
hastalara bu sorunlarla doğabilecek daha fazla çocuğa sahip olma ihitimallerini
anlamalarına yardımcı olacak bir
Genetik uzmanı
ekibin diğer üyeleridir.
Sağlık
ekibi, her hastanın bireysel ihtiyaçlarını karşılamak için bir bakım planı
geliştirmek için birlikte çalışır. Tedavi genellikle bebeklik döneminde başlar
ve genellikle yetişkinlik döneminde devam eder.
Yarık dudak
damak hastalarının tedavi süreci nasıldır?
Yarık dudak
ve / veya yarık damak tedavisi erken çocukluk döneminde yapılan bir veya birkaç
ameliyatla başlayarak yetişkinlik dönemine kadar devam edebilir.
Genelde
dudak yarığına yönelik ilk operasyonlar 3. ay civarı, damağa yönelik
ameliyatlar ise 9-12. Ay civarı yapılır. Bu operasyonlar öncesinde hastaya
gerekirse ameliyatı kolaylaştırmak ve beslenmeyi sağlamak amaçlı ortodontik
işlemler de yapılabilir. Geç çocukluk ve erişkinlik döneminde ise son düzeltme
operasyonları veya konuşmayı daha iyileştirmeye yönelik operasyonlar
yapılabilir.
Bununla
birlikte konuşma terapileri, diş tedavileri ve diğer ek tedaviler yetişkinlik
dönemine kadar aralıklı olarak sürdürülür.
Bu tedavi
süreçlerinin sonunda durumdan etkilenen çocukların çoğu normal görünüm ve
normal konuşmaya sahip olabilir ve normal şekilde yemek yiyebilir.
2-YÜZ TRAVMALARI (YÜZ KEMİK
KIRIKLARI)
Vücudumuzun en ön planda yer alan,
çeşitli etkilere açık olan yüz ve kafatasında, değişik travmalar sonucu birçok
yaralanmalar oluşabilir. Çene ve yüz yaralanmaları, basit bir sıyrık ve
kesikten yumuşak doku ezilmeleri ve kayıpları, çeşitli kemik kırıklarına kadar
değişen basit veya kompleks çok değişik şekillerde olabilir. Yüz yaralanmaları
Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi’nin alanıdır ve hastanemizde
uygulanmaktadır.
Yüzde ortaya çıkan ve önem arz eden
en yaygın yaralanma tiplerinden birisi kemiklerin kırılmasıdır. Kırıklar alt
çeneyi, üst çeneyi, damağı, yanak kemiklerini, göz çukurlarını veya bu
kemiklerin bir kombinasyonunu içerebilir. Bu yaralanmalar görmeyi ve soluk
alma, konuşma ve yutma yetilerini etkileyebilir. Tedavide bir kısmı hastaneye
yatışı gerektirir.
Alt çene, üst çene, elmacık kemiği,
burun kemiği, alın ve göz çevresi diğer kemikler yüz travmalarında en çok hasar
alan kemiklerdir. Yüz yaralanmalarında tedavinin önemi sadece yaralının
hayatını kurtarmak değildir. Bu yaralanma sonucu bireyde oluşacak beslenme ve
nefes alma bozukluklarının düzeltilmesi, görme fonksiyonunun tam olarak
sağlanması veya ikincil değişmelerin ve estetik olarak kötü görünümlerin
önlenmesi büyük önem taşır.
Yüzdeki kırıkların tedavisi için
uygulanan ilkeler kırık kol veya bacak için uygulananlara benzerdir. Kemiğin
parçaları hizalanmalı (redüksiyon) ve kaynaşmalarına olanak verecek kadar uzun
bir süre boyunca doğru konumda sabitlenmelidir. Kırıkları onarabilmek amacıyla
ulaşabilmek için ağız içinden veya estetik görüntüyü bozmayacak bölgelerden
kesiler yapılarak optimum sonuç alınması hedeflenmektedir. Kırığın kaynama
süresi yaşına ve kırığın kompleksliğine
bağlı olarak birkaç ay veya bir yıl sürebilmektedir.
Yüz kemiklerinde kırık saptanması
durumunda Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Kliniklerine başvurarak
gerekli tedavinin fazla zaman kaybedilmeden yapılması iyi bir iyileşme için
gereklidir.
3-DERİ (CİLT) KANSERLERİ, DERİ
TÜMÖRLERİ
Deri kanserleri
bozulan çevresel faktörlerin de etkisi ile son yıllarda gitgide artmaktadır.
Ülkemizde deri kanserlerinin sıklığına ilişkin sağlıklı istatistik veriler
yoktur. Hastanemizde deri kanserlerine yönelik cerrahi tedaviler Plastik,
Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı tarafından yapılmaktadır.
Kimler
deri kanseri için risklidir?
Deri kanserinin
esas nedeni güneşten gelen ultraviole ışınlarıdır. Mor ötesi ışın veren
elektrik lambaları ve bronzlaştırıcı suni ışık kaynakları da deri kanserlerine
neden olabilir. Ultraviole ışınlarına karşı dünyayı koruyan ozon tabakasının
incelmesinin de deri kanserlerinde ciddi bir artışa neden olduğu bilinen bir
gerçektir.
En
çok risk altında olanlar:
-
Açık tenliler,
-
Derilerinde kolayca çillenme olanlar,
-
Çok fazla sayıda beni (nevüs) olanlar ve bunların değişik şekil ve boyutta
olması,
-Ailesinde
deri kanseri bulunanlar,
-
Açık havada fazla zaman geçirenler,
-
Ekvatora yakın bölgelerde, yüksek rakımlı veya yıl boyunca yoğun güneş ışığına
maruz kalanlar.
-
Herhangi bir sebeple radyoaktif ışın tedavisi (radyoterapi) uygulamaları,
-
Uzun yıllar iyileşmeden kalan açık yaralar,
-
Katran, zift, arsenik vs. gibi kimyasal karsinojen maddelere kronik şekilde
maruz kalma,
-
Kronik mikrotravmalara maruz kalma gibi nedenlerle de deri kanserleri
gelişebilir.
Tipleri
Nelerdir?
1. Epidermisteki
bazal hücrelerden kaynaklanan Bazal
Hücreli Kanser (BHK): En sık rastlanan deri kanseridir. Yavaş seyreder.
Metastaz yapmaz. BHK nadiren hayatı tehdit eder.
2. Skuamöz (yassı)hücrelerden
kaynaklanan Skuamöz Hücreli Kanser
(SHK): Sık rastlanan diğer bir deri kanseri tipidir. Dudaklar, yüz ve
kulaklarda sık rastlanır. Lenf bezlerine bazen de iç organlara yayılabilir. SHK
eğer tedavi edilmezse hayatı tehdit eder duruma gelir.
3.
Melanositlerden (melanin üreten hücreler) kaynaklanan MalignMelanoma (MM): Daha az rastlanır. Ancak özellikle güneşli
bölgelerde yaşayanlarda sıklığı giderek artmaktadır. Deri kanserlerinin en
tehlikeli tipidir. Ancak erken teşhis edilirse tam olarak tedavi edilebilme
şansı vardır. Teşhis ve tedavide gecikme genellikle ölümcül olmaktadır.
Benler
kanserleşebilir mi?
Benler, yoğun
pigmentli deri hücrelerinin kümeleşmesinden oluşur. Bazen deriden kabarık
şekilde, bazen derile aynı seviyededir. Bazen doğuştan beri vardır. Bazen de
sonradan çıkabilir. Bir çoğunun tehlikesi olmamasına rağmen doğuştan beri var
olan geniş ve kıllı dev benler ile değişik renklerde ve sınırları net olarak
seçilemeyen benler malign melanomaya dönüşme riski taşırlar.
Benler; kozmetik
nedenlerle, giysi ve takılarla sürekli tahriş oluyorlarsa,malign melanomaya
dönüşme ihtimalleri nedeniyle cerrahi olarak çıkarılırlar. Solar veya aktinik keratozlar
ise üzerleri pürtüklü veya pullu, kahverengi veya kırmızı renkte yamalar
şeklinde görülen deri tümörleridir. Genellikle derinin güneşe maruz kalan
bölgelerinde görülürler. Bunların kansere dönüşme ihtimalleri vardır. Kansere
dönüşme belirtileri gösterenler cerrahi olarak çıkarılmalıdırlar.
Derinizi
tanıyınız ve tepeden - tırnağa düzenli olarak muayene ediniz. Sizi
şüphelendiren bir şeylere rastlarsanız hemen bir Plastik Rekonstrüktif ve
Estetik Cerrahi uzmanına başvurunuz! Plastik cerrahlar tümörü fonksiyonel
yapıyı bozmadan ve en estetik görüntüyü sağlayacak şekilde cerrahi olarak
çıkartırlar. Çıkarılan dokunun histopatolojik incelemesi ile tam olarak
çıkarılıp çıkarılamadığı, zeminde kalıntı kalıp kalmadığı anlaşılabilir.
4-EL CERRAHİSİ
Ellerimiz hayatımızı idame ettirmede,
günlük rutin işlerimizi yapmamızı sağlayan ve üretkenliğimize en büyük katkısı
olan vazgeçilmez organımızdan biridir. Bu kadar önemli bir organın oluşabilecek
önemli hastalıklarında uygulanacak tedavi yöntemleri “El Cerrahisi” adıyla
özelleşmiştir.
El cerrahisi, üst ektremitelerin
(omuzdan parmak ucuna kadar olan vücut bölgemizin) doğumsal deformite,
dejeneratif hastalıklar,travma sonucu yaralanma, uzuv kopmaları, tümörler ve
eski sekellerinin tedavisini yaparak düzeltilmesi ve/veya yeniden fonksiyon
kazandırmayı amaçlayan özelleşmiş bir cerrahi alandır.
Ülkemizde bu alanda Plastik,
Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi ve Ortopedi-Travmatoloji Uzmanlık dalları
yetkilendirilmiş ayrıca 2009 da yürürlüğe giren Tıpta Uzmanlık Eğitimi
Yönetmeliği ile El Cerrahisi bir yan dal uzmanlığı olarak kabul edilmiştir.
Hastanemizde El Cerrahisi uygulamaları ağırlıklı olarak Plastik, Rekonstrüktif
ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’mız olmak üzere her iki klinik tarafından
yürütülmekte ve her gün 24 saat el yaralanmalarına müdahale edebilecek nöbetçi
hekimlerimiz görev yapmaktadır.
El yaralanmalarında müdahale
İş/ev kazaları, darp, ateşli silah
yaralanmaları, trafik kazaları el yaralanmalarının en sık sebeplerinden olup
elin iç yapılarını oluşturan damar, sinir, tendon (kiriş) yaralanmaları mevcut
ise önem arz etmektedir. Bu gibi yaralanmalarda yaralanan bölgeye tampon
uygulanarak kanamanın kontrol altına alınması ve teşhis konulabilecek en yakın
sağlık kuruluşuna başvurulması gerekmektedir. Detaylı bir muayeneden sonra iç
yapılarda herhangi bir yaralanma saptanması durumunda ilk müdahalenin ardından
El Cerrahisi uygulanan bir sağlık kurumuna sevki uygun olacaktır. Bu tip
yaralanmalarda zaman kaybı önemli olabileceğinden ihmal edilmemeli önerilere
uyularak zamanında gereken işlemler yapılmalıdır. Aksi halde iyileşmeme veya
kötü iyileşme olabilir.
El yaralanmalarının çoğu birbirinden
farklı özellikler gösterir ve iyileşme süreçleri de birbirinden farklıdır.
Hedefimiz uygulanan tedavi metodu ile elin mümkün olan en yüksek derecede eski
işlevlerine kavuşturulmasıdır. Ayrıca El Cerrahisi uygulanan bir çok hastanın
iyileşme sürecinde tedaviden en iyi sonuçları almak adına rehabilitasyon amaçlı
Fizik Tedavi görmesi gerekmektedir.
Hastanemizde uygulanan başlıca El
Cerrahisi uygulamaları:
·
Doğumsan
anomaliler
·
Sinir
Sıkışmaları
·
İyi/Kötü
huylu tümör operasyonları
·
Uzuv
kopmaları (Mikrocerrahi)
·
Travma
sonucu yaralanmalar
·
Kırıklar
·
Eski
yaralanmalara bağlı sekellerin tedavisi
5-SİNİR SIKIŞMALARI
Sinirlerin, kemik, kıkırdak, kas ve tendon
gibi dokularca aşırı basıya maruz kalıp sıkıştırılması ve bunun sonucu ilgili
sinirin bölgesinde sağlık sorunları çıkmasına sinir sıkışması denilir. Sinir
sistemi ağ şeklinde tüm vücudumuzu sararak dünyayı algılamamızı, kaslara
emirleri götürerek hareket etmemizi ve organlarımızın düzenli çalışmasını
sağlar. Sinir sıkışması durumunda bütün bu işlevlerde bozulmaya bağlı olarak
çeşitli belirtiler ortaya çıkar.
Üst ekstremitedeki (omuzdan parmak ucuna kadar
olan bölge) sinir sıkışmalarının cerrahi tedavisi Plastik, Rekonstrüktif ve
Estetik Cerrahi Anabilim dalımız bünyesinde yapılmaktadır.
Sinir sıkışması sonucu ortaya çıkan belirti ve
semptomlar aşağıdaki gibidir.
·
Sinir sıkışması
olan yerde uyuşma ve his kaybı
·
Sinir sıkışması
olan bölgede ağrı ve yanma hissi
·
Karıncalanma,
iğne batma hissi
·
Sinir sıkışması
olan yerlerde kaslarda güçsüzlük, kaslarda incelme
·
Kaslarda seğirme
ya da kas yorgunluğu
·
Terlemenin
artması ya da azalması
·
Sıcaktan ve
soğuktan daha fazla etkilenme
Üst ekstremitede başlıca sinir sıkışmaları
karpal tünel sendromu ve kübital tünel sendromudur.
Karpal Tünel
Sendromu nedir?
Median sinir el bileğinde; taban ve
kenarlarını bilek kemiklerinin, tavanını ise transvers karpal ligamentin
oluşturduğu bir tünelden geçer. Bilek kanalı adını alan bu yapıda median sinir,
dokuz önkol fleksor kasının tendonuyla birlikte bulunur. Median sinirin bu
kanalda sıkışması sonucu ortaya çıkan tabloya “Karpal Tünel Sendromu” adı
verilir.
Karpal Tünel
Sendromu'nun belirtileri nelerdir?
Sıklıkla baskın elde belirgin olmak üzere, iki
tarafta da rahatsızlık hissetmek mümkündür. Karpal Tünel Sendromu'nun
belirtileri çeşitlilik gösterir ve duysal yakınmalar önce başlar. Sabah ellerde
uyuşma ile uyanma, genelde ortaya çıkan ilk yakınmadır. Günün ilerleyen
saatlerinde kaybolduğundan hasta doktora başvurmaz. Buna ellerde şişlik hissi eşlik
edebilir. Daha sonraları kişi gece uykudan uyandığında uyuşmalar vardır.
Sonraki dönemde ağrı, uyuşmaya eklenerek kişiyi uykudan uyandırır.
Hasta bu ağrılı durumdan kurtulmak için elini
sallar ya da ovuşturarak rahatlar. Ağrı genellikle eldedir, zaman içerisinde ön
kol, kol ve omuza yayılır. Vakaların büyük çoğunluğu bu düzeyde kalmakla
birlikte, alışılmış klinik seyirde hastaların yazın rahatladığı, kışın ise
yakınmaların arttığı gözlenir.
Bu belirtiler yıllarca sürebilir. Sonunda
hastayı doktora getiren tablo; ağrı-uyuşmaların çok şiddetlenmesi ve/veya buna
eklenen avuç içi bölgede kas zaafı ve incelmedir.
Karpal Tünel
Sendromu nedenleri nelerdir?
Travma başta olmak üzere birçok nedene bağlı
olarak ortaya çıkan sekonder tip dışında, herhangi bir neden olmaksızın görülen
idyopatik tip pratikte en sık görülendir. Gebelik gibi fizyolojik bir sürecin
yanı sıra diyabet, romatoidartrit, guatr ve benzeri hastalıklara da eşlik
edebilir.
Karpal Tünel
Sendromu nasıl teşhis edilir?
Klinik semptomlar ile konulan tanı tanı
elektromiyografik inceleme ile doğrulanır. Median sinir duysal ve motor
iletimleri, tuzaklanma bölgesi olan bilek segmentinde yavaşlamıştır. Fokal
demiyelinizasyon, duysal ve motor distal latans değerlerinin uzamasına yol
açar. Aksiyon kaybı; duysal ve bileşik kas aksiyon potansiyel amplitüdlerinde
düşme ile belirlenir. Elektromiyografik muayene yalnızca tanı için değil,
klinik seyrin izlenmesi açısından da önemlidir.
Karpal Tünel
Sendromu nasıl tedavi edilir?
Tedavi, erken evrelerde gece atelleri ve
antiinflamatuvar kullanımı, lokal steroidinjeksiyonu şeklinde konservatiftir.
Kişinin yaşam kalitesini bozan şiddetli ağrıların ve bazı vakalarda akson
kaybının varlığı cerrahi girişimi gerektirir.
6-ESTETİK CERRAHİ
İnsanlık tarihinin bilinen bütün dönemlerinde
bireyler beden ve yüz güzelliğine çok fazla önem vermişlerdir. Güzellik
fiziksel olarak ölçülemeyen ve tanımı yapılamayan bir sıfattır. Anatomik olarak
normal yapıya sahip oldukları veya bedensel bir hastalıklara olmadıkları halde
yaşadıkları toplumda kendilerini “güzel” olarak kabul görmeyen insanlar1900’lü
yıllardan itibaren Plastik Cerrahlar tarafından ameliyat edilerek daha güzel
bir bedene kavuşturulmaya çalışılmaktadır. Kişinin kendini daha güzel
hissetmesi ruh sağlığını olumlu etkilemektedir.
“Estetik Cerrahi” tıbbi anlamda
“Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi”nin bir alt dalıdır ve ondan ayrıştırılamaz.
Estetik Cerrahi Ameliyatları diğer tıp dallarındaki ameliyatlardan farksızdır.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir ayrıntı vardır. Estetik
ameliyatlar genellikle sağlıklı kişilerde ve tıbbi olarak normal kabul edilen
vücut parçaları üzerinde uygulanmaktadır. Yani sağlık için zorunlu ameliyatlar
değillerdir. Bu yüzden sonradan ortaya çıkabilecek aksiliklerin etkisi diğer
zorunlu ameliyatlara göre çok daha üzücü olabilir. İleride sorun yaşamamak için
bu tür ameliyatları tam teşekküllü hastane veya kliniklerde ve “Plastik
Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı” olan cerrahlara yaptırmak
gereklidir. Estetik operasyonlarda yapılan kesiler mümkün olduğunca minimum
tutulmakta ve estetik olarak gizlenebilecek bölgelere konumlandırılmaktadır.
Hastanemizde imkanlarımız ve tıbbi olanaklar dahilinde estetik cerrahi
operasyonları yapmaktayız.
Estetik operasyonlar Sosyal Güvenlik
Kurumu tarafından ödeme kapsamında değildir ve hastalar yapılan operasyona ait
tüm masrafları kendisi ödemek durumundadır. Yapılacak ameliyat hakkında bilgi
almak ve tahmini ücret bilgisi almak için hastanın polikliniklerimize
başvurarak muayene olması gerekmektedir.
Hastanemizde uygulanan cerrahi
operasyonlardan başlıcaları:
Meme estetiği
Jinekomasti düzeltilmesi
Burun Estetiği
Karın estetiği
Göz kapağı estetiği
Kulak estetiği